Babası Osman Hamdi Bey’i hukuk okumak üzere Paris’e göndermiş (1860), önce hukuk eğitimi almış, ancak daha sonra hukuk programı yerine resim çalışmalarına yönelmiş.
Fransız oryantalist ressam Jean-Leon Gerome ve Gustave Boulanger’den resim dersleri almış. Paris’te kaldığı 9 yıl boyunca zamanın tüm sanatsal etkinliklerine ilgi göstermiş.
1869 yılında İstanbul’a dönmüş, 1881 yılında Aya İrini’deki Müze-i Hümayun’a müdür olarak atanmış, bu onun kariyerinde dönüm noktası olmuş.
Müze müdürü olarak devlet tarafından mali destek verilen kazılar başlatmış; Nemrut Dağı-Kommagene Mezarları, Lagina-Hekate Tapınağı ve Lübnan’daki Sidon.
Bunlara ev sahipliği yapabilmesi için 1881 yılında, bugünkü İstanbul Arkeoloji Müzesi’nin yapımını başlatmış.
Mimarı Alexander Vallaury olan müze binasının ön cephesi için, şu anda müzede sergilenmekte olan Ağlayan Kadınlar Lahti ile İskender Lahti ilham kaynağı olmuş.